ANA (Yatay) MENÜ

Bisiklet > Bisiklet Turlarım


Altınoluk, Babakale, Ezine

Biga Yarımadası
Üç arkadaş otobüse bisikletlerimizi koyup Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı tatil beldesi Altınoluk'a gittik.





Suuçtu Şelalesi
Çataldağ
2011 Haziran ayında bu tur için İzmir'den gelen arkadaşlarla birlikte bisikletlerimizle yola çıkıp 2 günlük bir gezi yaptık.






Bisikletle 182 Km./gün
Bisiklete binmek bazıları için çocukça, rahatına düşkünler için ise -özellikle yerleşimlerin dışında- zor olabilir.

Bisiklet > Bisiklet Turlarım > Altınoluk, Babakale, Ezine


Biga Yarımadası Kıyıları (Altınoluk, Babakale, Ezine )

Bisiklet Turu




Üç arkadaş otobüse bisikletlerimizi koyup Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı tatil bölgesi Altınoluk'a gittik. Altınoluk terminalinden bisikletlerimize binip öncelikle Küçükkuyu'ya ve sonrasında Asos sahil yoluna girdik.
Asos sahil yolundayız.
   
İlk gün yolda epey oyalandık, denize girdik, lastiğimiz patladı...


İlk konaklama noktamız olan Kadırga koyu, birkaç konaklama tesisinin olduğu pahalı, küçük bir koy.


Kadırga koyunda denize girdikten sonra kıyıdan biraz uzakta ilk geceyi çadırlarımızda geçirdik. 


2. gün sabahı erkenden Asos antik limana doğru yola koyulduk. Burası, hedefimiz için Behram köyü içindeki sola döneceğimiz dört yol kavşağı.


Behram köyü ve Asos antik limanı arası yol üzerindeki Asos antik kent kalıntıları  


Asos antik limanı, birkaç butik otelin ve yeme içme mekanının olduğu bir mendirek.


Antik liman dönüşü sıcağın ve ciddi eğimin etkisiyle bisikletlerden indik. Gelen arkadaşlarımın ultra maratoncu olduğunu belirtmek isterim.


Korubaşı ve Bektaş köylerinden geçerek Sivrice koyuna vardık.

Sivrice koyu, küçük ve basit bir yer. Burada denize girme imkanı bulduk.


Sivrice koyundan ayrıldıktan sonra sıcak ve ciddi yokuşlar sebebiyle hızımız 5 km.nin altına düştü.


Denize girdiğimiz Sivrice koyunun uzaktan görünüşü.





Nihayet Gülpınar ilçesine vardık ve merkezindeki kavşaktan 2.konaklama yerimiz olan Türkiye'nin en batı noktası Babakale'ye yöneldik.

Geceyi, yemek ve konaklama açısından görece uygun fiyatlı Babakale'de bir pansiyonda geçirdik. Ertesi sabah ayrılmadan önce köye ismini veren kaleyi gezdik.

Savaşa konu bu yapı benim için etkileyici ve tüyler ürperticiydi.


Ertesi sabah bisikletlerimizle Gülpınar ilçesine geri dönüp ilçedeki Apollon Smintheon kalıntılarını gezdik.



Gülpınar'dan ayrıldıktan sonra Tuzla, Babadere ve Kösedere köyleri üzerinden denize girmek için Tavaklı köyü iskelesine gittik. Burada kumanya almak için durduğumuz bir tezgahta gördüğümüz beyaz patlıcanın varlığı hepimizi şaşırttı. Geceyi deniz kıyısında çadırda geçirdik.


Son gün sabahı erkenden dönüş yoluna çıktık. İlk durağımız olan Körüktaşı köyünde kahvaltı ettikten sonra ana yola çıktık ve Altınoluk'a bisikletlerimizle geri döndük. Her gün denize girdiğimiz 4 günlük turumuzda toplam 225 km.yol yapmış olduk. Darısı başınıza 😊


Kitap Sözlüğü > Bülbülü Öldürmek


Harper Lee

Bülbülü Öldürmek

★★★★★
Yazar      : Harper Lee
Yayınevi : Sel Yayıncılık
Türkçesi : Ülker İnce




Afro Amerikan : Kökeni Afrika'daki siyahilere dayanan ABD vatandaşı
Ahir : Son yıllar
Aşınım : Erozyon
Avam kamarası : İngiltere millet vekilleri meclisi
Ayak takımı : Görgüsüzlük ve bilgisizlikleri sebebiyle toplumda aşağı olan kimse
Azametli : Gösterişli
Bap : Kitaplarda bölüm
Burbon : Mısırın damıtılması ile elden edilen Amerika kökenli viski
Cebir : Nicelikler için x,y,n gibi harflerin kullanıldığı çözümlemeye dair matematiğin bir kolu
Celp, -bi : Mahkeme tarafından ilgililere gönderilen çağrı mektubu
Cutex : 1911 yılında Amerika'da kurulmuş tırnak bakım ürünleri firması
Çırçır : Pamuğu çekirdeğinden ayırmaya yarayan alet
Çoban püskülü : Bir süs bitkisi
Debdebe : Gösteriş, ihtişam
Demokles'in kılıcı : En iyi ve başarılı zamanlarda bile insanların acı ve tehlikelerle karşı karşıya olduğunu anlatmak için kullanılan söz
Dirgen : Çiftçilikte kullanılan büyük çatal biçiminde alet
Enfiye : Çürütülmüş tütünden yapılan ve burna çekilen keyif verici toz
Eski Ahit : 4 bölüm ve 39 kitaptan oluşan, Hz.İsa'dan önceki kutsal kitap
Frenk gömleği : Yakası kravat takmaya uygun, çoğu uzun kollu, ceket altına giyilen gömlek
Galon : ~ 4,5 dm3 lük yabancı ölçü birimi 
Gotik oyun : Fantastik doğaüstü olaylar ve arka planda korku içeren oyun
Gotik yapı : Temel özelliği sivrilik olan mimarlık tarzıyla yapılmış bina
Halim selim : Yumuşak huylu ve doğru
Hısım : Evlilik yoluyla birbirine bağlı kimseler
İmge : Hayal
Jüpon : Kadınların elbiselerinin altına giydikleri iç etek
Kalomel : Civa birleşimlerinden, hekimlikte kullanılan zehirli bir madde
Karkas : Genellikle betonarmeden yapılmış iskeleti sayesinde ayakta duran yapı tekniği
Kast : Ayrıcalık bakımından kesin sınırları olan toplumsal sınıflar
Katip : Özel ve kamu kuruluşlarında haberleşme ve yazışma işi yapan görevli
Kaval kemiği : Ayak bileği ve diz arasındaki iki kemikten kalın olanı
Kehribar : Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar renklerde, yarı saydam, kolay kırılır reçine
Klan : Ortak atadan türediklerine inanıp kan bağı sebebiyle evlenmeyen topluluk
Komünyon : Katolik Hristiyanların şarap ve ekmek yeme ayini
Konfederasyon : Devletler birliği
Kotasyon : Bir malın veya hisse senedinin borsadaki değeri
Kovuşturma : Suçlu sanılan biri için yapılan soruşturma, araştırma, takip
Ku Klux Klan : Beyazların üstünlüğüne inanan ve birçok cinayetten sorumlu gizli topluluk
Liberal : Piyasa fiyatlarına devlet müdahalesinin olmadığı serbest ekonomi yanlısı
Liken : Mantar ve su yosununun ortak yaşaması ile oluşmuş bitki
Loca : Çeşitli gösteri salonlarındaki özel bölme
Menonit : Modern hayata, teknolojiye, askerliğe, savaşa karşı olan bir Hristiyan topluluğu
Metafor : Kelime veya kavramı gerçek anlamı dışında başka anlamda mecaz kullanma
Mezbelelik : Süprüntülerin biriktiği yer ya da çöplük
Misyoner : Bir dini yaymakla görevli kimse
Muzaffer : Zafer kazanmış, üstünlük elde etmiş
Mübaşir : Mahkemede duruşmaya girecekleri çağıran ve evrak işi yapan görevli
Münzevi : Toplumdan kaçan, yalnız kalmayı seven kimse
Nüfuzlu : Sözü geçen, istediğini yaptıran
Ondüle : Dalgalı, kıvrımlı
Payanda : Bir şeyi sabitlemek için kullanılan genellikle eğik destek
Payet : Giysi vs. ye işlenmek için kullanılan küçük, pırıltılı pul
Pedavra : Ladin ya da köknar ağacından elde edilen çatı örtüsü amaçlı ince tahta
Peşrev : ~Giriş, girizgah, ilk yaklaşım
Piskoposluk : Katoliklerde bir bölgenin din işlerine başkanlık eden en yüksek papazın yönettiği bölge
Piştov : Bir tür tabanca
Podyum : Merdivenli yüksekçe yer
Posum : Fareye benzeyen, 50 cm. boy ve 5 kg. ağırlığa ulaşabilen bir hayvan.Keseli Sıçan
Presbiteryen : Protestan mezhebinin bir kolu
Protestan : Papa'nın dini liderliğini tanımayan, günah çıkarma ve Meryem Ana'ya inanmayan Hristiyan
Psişik : Ruhla ilgili, ruhsal
Rotagravür : Genellikle bakır bir silindir ile bobinden gelen kağıda baskı yapma tekniği
Sancak : Bayrak
Saparna : Eskiden kökü hekimlikte kullanılmış, yeşilimsi çiçekli, dikenli bir bitki
Sarsak : Yaşlılık veya hastalık sebebiyle titrer gibi sarsılan
Seğirmek : Hafif kımıldamak
Serkeş : Kafa tutan, başkaldıran
Sofu : Dinin gereklerini tümüyle yapan
Stenograf : Sözleri, söylendiği hızla yazmaya elverişli, kısa/yalın işaretlerden oluşan yazı tekniği
Sürgün : Bitkinin yeni çıkan filizleri
Şeytantersi : Maydanozgillerden, sarı çiçekli, pis kokulu bir bitki
Tahakkuk : Gerçekleşme, oluşma
Temyiz : Mahkeme kararının kanun ve usul yönünden Yargıtay'ca incelenmesi
Tınılı : ~Çeşitli
Tıynetsiz : Kötü yaradılışlı
Ulak : Haberci
Veraset : Mirasta hak sahibi olma
Vesayet : Yetim, hasta ya da akılca zayıf birinin malının yönetilmesi
Vudu : Bir çeşit büyü
Yanki : ~Kuzey Amerika kökenli
Yasama : Objektif ve sürekli nitelikte kurallar koyma.Kanun koyma
Yiv : Saçın ayırma yeri
Zulmet : Mec.Ne olacağı, sonu belli olmayan

Kitap Sözlüğü > Vejetaryen


Han Kang

Vejetaryen

★★★☆☆
Yazar     : Han Kang
Yayınevi : April Yayıncılık
Türkçesi : Göksel Türközü

Alicenap:Cömert  2)Onurlu,şerefli
Anafor:Girdap
Aneroksiya Nevroza:Hayati tehlike teşkil edecek şekilde zayıflık ve yeme bozukluğuna sebep olan psikolojik hastalık
Bis:İkinci kez
Dejavu:Daha önce yaşanmayan bir olayın yaşanmış gibi hissedilmesi
Gimbab:Yosun, pirinç, sebzelerle yapılan Kore'ye özgü bir tür yemek
Grotesk:Kaba ve gülünç
Hipomani:Psikolojik ve bedensel olarak normalin üzerindeki canlılık
İmge:Hayal, zihinde tasarlanan, gerçekleşmesi istenen
Katatonik:Uzun süre tepkisiz ve hareketsiz aynı pozisyonda kalma
Melankolik:Hüzünlü
Nevrasteni:Zihin ve vücudun aşırı yorgun düşmesi sonucu oluşan psikolojik hastalık
Onulmamış:İyileşmemiş
Pejmürde:Eski püskü, yırtık
Post kapitalizm:Ilımlı kapitalizm
Saykodelik:Hayal gördüren
Soju:Çabuk kana karışan, sert bir tür Kore içkisi
Usare:Canlılların içinde enzimler ile salgılanan sıvılar
Uvula:Küçük dil
Won:Kore para birimi
Yılankavi:Dolanarak giden, dolambaçlı

Kitap Sözlüğü > Şimdiki Çocuklar Harika


Aziz Nesin

Şimdiki Çocuklar Harika

★★☆☆☆
Yazar     : Aziz Nesin
Yayınevi : Nesin Yayınevi




Badya : Ağzı geniş, yayvan, büyükçe su kabı
Değgin : İlişkin, dair
Dirlik : Huzur
Forma : Baskıda 16 sayfanın tek seferde basılıp parçalandığı kitap parçası
İşmar etmek : El, göz ve baş ile işaret etmek
Kaynata : Kayınpeder
Mansiyon : Yarışmalarda ödül için yeterli olmayıp anılmaya değer derece
Marsık : Mec.Koyu esmer
Masura : Üzerine şerit,iplik vb. sarılan plastik yada kartondan silindir
Mintan : Yakasız, uzun kolllu erkek gömleği 2)gömlek üzerine giyilen yelek
Muhayyile : Hayal etme gücü
Mümessil : Temsilci
Nesnel : Bireyin kendi görüşünden bağımsız, objektif
Pedagog : Eğitimci
Serpantin : Eğlencelerde kullanılan, renkli kağıttan, kendi üzerine sarılıp çözülen renkli şerit
Sertelmek : Öfkelenmek
Tasnif : Bölümleme, sınıflandırma
Zerzevat : Sebze

Kitap Sözlüğü > Vicdan Hayat Kurtarır


Yavuz Dizdar

Vicdan Hayat Kurtarır

★★★★☆
Yazar      : Yavuz Dizdar
Yayınevi : Hayy Kitap





Alegorik : Bir yaşantı ya da davranışın daha iyi kavranması için göz önünde canlandırıp dile getirme
Aristokrasi : Ekonomik, toplumsal ve siyasi gücün, ayrıcalıklı, özel unvan taşıyan tanınmışların elinde bulunduğu yönetim şekli
Biat : Bir kimsenin egemenliğini tanıma
Cenah : Yan, taraf
Çelik : Kısa kesilmiş dal
Deklerasyon : Duyurma, ilan etme
Derdest etmek : Yakalamak, ele geçirmek
Halik : Yaratıcı, tanrı
Haris : Bir şeyi çok fazla isteyen, hırslı
Hinlik : Kurnazlık
İcazet : İzin, onay
İhtimam : Özen
İkbal : Yüksek bir makama erişme
Jakobenik : Tepeden inme, zorba, muhalefeti tanımayan
Kast : Mec. Toplumsal sınıf
Kavim : Aralarında töre, dil ve kültür ortaklığı olan, birbirine bağlı topluluk
Kerevet : Yatmaya veya oturmaya yarayan tahta sedir
Kesif : Yoğun
Klan : Ortak bir atadan türediklerine inanan ve evlenmeyen topluluk, kabile
Komodor : 1)Amiral 2)En eski kaptan
Konsültasyon : Bir hastalığa teşhis koymak için birkaç hekimin bir araya gelmesi
Liyakat : Yeterlilik
Muallim : Öğretmen
Muteber olmak : 1) Yürürlükte, geçerli olmak 2)Saygın
Müktesebat : Edinilen, kazanılan bilgi
Müsterih olmak : İçi rahat olmak,kaygıdan kurtulmak
Müşahede : Gözlemleme
Nosyon : Bir şey üzerindeki gerekli bilgi
Portföy : Para cüzdanı
Siber : Tüm dünyayı kapsayan ağ
Tababet : Hekimlik
Tahakküm : Baskı, zorbalık
Tamah etme : 1) Açgözlülük  2) Çok istemek
Teşrik : Yaptığı bir işe bir kimseyi ortak etme
Tröst : Tekelci sermayedarlığa dayanan ortaklıklar birliği
Ülkü : Amaç edinilen, ulaşılmak istenen
Vahamet : Korkulacak tehlikeli durum
Yaftalama : Etiketleme

Kitap Sözlüğü > Satranç


Stefan Zweig

Satranç

★★★☆☆
Yazar     : Stefan Zweig
Yayınevi : İş Bankası Kültür Yayınları
Türkçesi : Ahmet Cemal




Anekdot : Kısa, özlü, güldürücü hikaye, fıkra
Arşidük : Avusturya'da imparator ailesi prenslerine verilen unvan
Barka : Büyük sandal
Diyagram : Herhangi bir olayın değişimini gösteren grafik
Engizisyon : Ortaçağda, Katoliklerin katı din kurallarına karşı gelenler için kurulmuş kilise mahkemesi
Garnizon : Bir yerleşim yerini savunan askeri birliklerin konumlandığı yer
Grotesk : ~ Kaba ve tuhaf biçimli
Hasım : Rakip, karşı taraf
Hülya : Kötü ihtimalleri akla getirip tasalanma
İhtiyat : İleriyi düşünerek ölçülü davranma, sakınma
İmgelem : ~ Hayal edebilme
Kabare : Çeşitli gösteriler yapılan eğlence yeri
Kuramsal : Teorik
Lejyon : Askeri birlik
Lonca : Belli bir işte usta,kalfa ve çırakları içine alan dernek
Manik : Aşırı enerjik, güçlü, umursamaz ruh hali
Menkul : Taşınır mal
Monarşi : Siyasi otoritenin miras yoluyla bir kişide olduğu yönetim şekli
Monoman : Tek bir fikir, obje yada olayı hastalık derecesinde takıntı yapan
Nahif : Zayıf, cılız
Nasyonel sosyalist : Hitler ve Nazizm yanlısı
Pervasız : Çekinmez, korkusuz
Röprodüksiyon : Kopya
Salimen : Hiçbir kötü durumla karşılaşmadan
Selfmademan : Kendi kendini yetiştirmiş kimse
Simultane : Aynı anda, eş zamanlı
Şanson : Arabeske benzeyen müzik türü
Şizofreni : Gerçeklerle ilişkinin büyük ölçüde azalması, düşünce/davranışların bozulması vs. belirtileri olan ruh hastalığı
Takdis etme : Kutsama, kutsal sayma
Tiran : Acımasız, gaddar
Uzam : ~ Kaplanan alan
Virtiöz : Bir müzik aletini ustalıkla çalan
Vizyon : Uzağı görme, sezme

Emrah Pektaş > Kitap Sözlüğü


Kitap Sözlüğü


Burada, kitaplardaki teknik terimler ile az kullanılan ya da eskimiş kelimelerin -kastedildiği manada- anlamlarını ve yer almayan bazı dipnotları paylaşacağım.


Yabancı Kitaplar

  • 1984 - George Orwell
  • Walden - Henry David Thoreau

Yerli Kitaplar























Kitap Sözlüğü > Yabancı


Albert Camus

Yabancı

★★★★☆
Yazar     : Albert Camus
Yayınevi : Can Yayınları
Türkçesi : Samih Tiryakioğlu




Biteviye : Aynı biçimde, sürekli olarak
Çiriş otu : Zambakgillerden beyaz çiçekli bir bitki
Halim selim : Yumuşak huylu ve doğru
Kerevet : Üzerine şilte serilerek yatılan veya oturulan tahta sedir
Konşimento : Taşınmak üzere gemiye teslim edilen malın karşılığında alınan belge
Mağrip : Batılı   2)Afrika'nın Mısır haricindeki kuzey ülkeleri
Mahzun : Üzgün
Muzaffer : Üstünlük elde etmiş
Nesnel : Taraf tutmayan, objektif
Ordövr : Yemekten önce sofraya getirilen soğuk yiyecekler, meze
Pazubent : Belli bir amaçla kola geçirilen geniş kuşak
Sefahat : Eğlence
Semiz : Etli butlu, şişman
Şefaat : Suçun bağışlanması için aracılık
Taammüden : Önceden tasarlayarak
Tasavvur : Hayal etme
Vakur : Ağırbaşlı
Vodvil : Hareketli, eğlenceli konusu olan şarkılı hafif güldürü

Kitap Sözlüğü > Candide


Voltaire

Candide

★★★☆☆
Yazar     : Voltaire (François Marie Arouet)
Yayınevi : Alfa Yayınları
Türkçesi : Ayşe Meral




Alaybozan : Bir çeşit fitilli tüfek
Babıali : Osmanlı döneminde İstanbul'da iç, dış ve baş bakanlıkların olduğu bölgedeki basın
Boyar : Tuna bölgesi, Transilvanya ve Rusya'da soylulara verilen unvan
Burjuva : Şehirde yaşayan, zengin, ticarethanesinde işçi çalıştıran kimse
Cendere : Manevi baskı
Cevahirci : Elmas, yakut gibi değerli taş, mücevher satıcısı
Cizvit : Hristiyan İsa derneği üyesi
Derebeyi : Topraklarındaki köylüleri kendi malı sayan ortaçağ siyasi düzeni
Diyakoz : Hristiyanlıkta papaz yardımcısı
Dogma : Doğruluğu sınanmadan benimsenen, inanca dayalı
Duka : Bazı devletlerde presten sonra gelen unvanın eski hali
Ekü : Ortaçağda (500-1500) Fransız altın ve gümüş paraları
Elektör : Ortaçağda imparator seçimine katılma hakkı olan prens ya da piskopos
Engizisyon : Ortaçağda Katoliklerde katı din kurallarına karşı gelenler için kurulmuş kilise mahkemesi
Engizitör : Engizisyon mahkemesinin işlemlerini ve soruşturmalarını yapan kimse
Fersah : ~5 km.lik eski uzunluk ölçüsü birimi
Fifre : Yanlamasına çalınan 6 delikli bir tür flüt
Forsa : Gemilerde kürek çeken tutsak
Hatip : Topluluk karşısında etkili söz söyleyen
Hiciv : Alaylı yolla kusurları ifade etme
İç oğlanı : Osmanlı saraylarında her türlü devlet hizmeti için yetiştirilen genç erkek
Jakoben : Fransa'da Aziz Dominicus tarikatına bağlı rahip ya da rahibe
Kadem : 30,5 cm.lik uzunluk ölçüsü. Ayak
Kadırga : Hem yelken hem de kürekle yol alan bir tür savaş gemisi
Kargı : Silah olarak kullanılan ucu demirden, sivri mızrak
Katolik : Papa'yı Hz.İsa'nın bir kısım yetkilerinin temsilcisi gören Hristiyan
Keşiş : Hristiyanlıkta, hiç evlenmemiş, dünya ile ilgisiz ve dini kurallara göre yaşayan kimse
Kolibri : Çok renkli, geriye uçabilen, uzun gagalı, küçük, göçmen bir kuş
Konsil : Dini ve idari anlaşmazlıkları çözümleme amaçlı din adamları kurulu
Koru : Bakımlı küçük orman
Lala : Çocuğun bakım, eğitim ve öğretiminle görevli kimse
Latif : Hoş ve ince bir güzelliği olan
Lirik : Coşkun ve çok etkili anlatımı olan edebiyat eseri
Mağrip : Afrika'nın Mısır dışındaki kuzey ülkeleri
Mahmuz : Çizme vb. arkasına takılan, binek hayvanını dürtüp hızlandırmaya yarayan metal parça
Manga : 10 kişilik asker birliği
Markiz : Bazı batı devletlerinde kont ve dük arasındaki soylunun karısı
Melankoli : Kara sevda 2)Hüzün
Metafizik : Duyularla kavranamayanların sebep ve temellerini araştıran felsefe. Doğa/fizik ötesi
Monarşi : Siyasi otoritenin miras yoluyla tek kişide toplandığı devlet düzeni
Musahhih : Düzeltici
Müşfik : Sevecen, şefkatli
Mütedeyyin : Dindar
Nedime : Kadın yakın arkadaş
Olumsal : Mümkün, zorunlu karşıtı
Parlamento : Yasa koyma, devlet bütçesi belirleme, hükümeti denetleme görevleri olan, üyeleri halk tarafından seçilen meclis
Pastoral : Kır hayatını anlatan edebiyat, müzik veya tiyatro eseri
Piskopos : Katoliklerde bir bölgenin din işlerine başkanlık eden en yüksek papaz mertebesi
Pistol : Genellikle altından yapılan ortaçağ parası
Pruva : Geminin ön tarafı, baş kısmı
Reverans : Selam veya teşekkür için dizleri kırarak veya eğilerek yapılan hareket
Risale : Küçük kitap
Ruhban : Rahipler
Sanrı : Gerçekte olmayanların algılanması
Sefih : Zevk ve eğlenceye düşkün
Senatör : Parlamento içinden yaş ve eğitimlerine göre seçilmiş meclis üyesi
Sofa : Evlerde oda kapılarının açıldığı geniş yer
Tenkiye : Anüsten su vermek yoluyla kalın bağırsağın içini temizleme
Teoloji : Tanrı bilimi
Teşrih : Anatomi incelemesi, otopsi
Tumturaklı : Anlama bir şey katmayıp kulağa hoş gelen gösterişli söz
Zangoç : Kilise hizmetini gören ve çan çalan kimse

Kitap Sözlüğü > Kon-Tiki


Kon-Tiki

★★★☆☆
Yazar     : Thor Heyerdahl
Yayınevi : Doğan Kardeş Yayınları
Türkçesi : Behçet Cemal

Ahdetmek : Bir işi yapmak için kendine söz vermek, yemin etmek
Ahfat : Torunlar, soy
Aktüalite : Günün olayı ve konusu
Alaimisema : Gökkuşağı
Alesta : Harekete hazır, tetikte
Alirisa : ? "rüzgarı alirisa edip kuytu ve sığ bir noktaya varmayı ümit ediyorduk"
Ameli : Pratik, uygulama ile ilgili
Ampir : Napolyon döneminde Avrupa'da yayılmış yapı, mobilya tarzı
Anafor : Suyun dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti.Girdap
Ananevi : Geleneksel
Anemometre : Rüzgar hızını ölçen alet
Antrepo : Gümrüğe gelmiş ticari eşyaların korunduğu yer
Araz : Belirtiler
Ariyet : Ödünç
Arktik : Kuzey kutbu ve yakınındaki bölge
Arma : Geminin ilerlemesini sağlayan direk, seren,yelken, halat takımları
Arşipel : Adalar denizi 2)Takımada
Arya etmek : Yelken, sancak veya yelkeni tutan çubuklarının aşağı indirilmesi
Arz : Enlem  2)Yeryüzü, yer
Aşık : Ayak bileğinde bulunan küçük kemiklerden biri
Ataşe : Elcilik uzmanı
Atol : Mercan adası
Avarya : Bir deniz yolculuğunda geminin veya yükün gördüğü hasar
Avdet etmek : Geri gelmek, dönmek
Azametli : Gösterişli, gururlu, büyük
Babayani : Gösterişi ve özentisi olmayan
Banliyö : Şehir merkezinden uzakta veya sınırlarına yakın yerleşke
Batın : Mec.Kuşak, soy
Behemehal : Mutlaka
Beher : Her biri
Beşer : İnsan
Beyzi : Oval, yumurta biçimli
Bodoslama : Gemi omurgasının baş ve kıç taraftan yukarı uzanan ahşap veya metal direkleri
Bonito : Palamut balığı
Borda : Geminin yanı
Boyna : Ufak teknelerde dümen yerine kullanılan kürek
Brotfrucht : Ekmek ağacının meyvesi
Cengel : ~Geniş ve sık orman
Cerahat : İrin
Cevi :  ? "Elimde cevi suların içinden adaya doğru yürüdüm"
Cezir : Denizin alçalması
Cibinlik : Sinek veya böceklerden korunmak için yatağın üzerine çadır şeklinde gerilen tül
Cihet : Yön
Cimkana : Spor karşılaşması, yarış
Cunda : Gemilerde direklerin yada yatay serenlerin uçları
Çanaklık : Gemi direklerindeki gözetleme yeri
Çarmıh : Gemide ana direkleri veya bağlantılı çubukları yandan tutan halatlar
Çatlak : Dalgaların dökülüp köpürmesi
Çıma : Halat ucu
Dara dar : Güçlükle, ucu ucuna
Delege : Elçi
Destroyer : Orta tonajlı, yüksek hızlı savaş gemisi
Diplomat : Uluslararası konularda ülkesini temsil eden kimse
Dirise etmek : Yön değiştirmek
Dolfin : Ortalama 1 m. boyunda, 10 kg. ağırlığında, 4 yıl yaşayan bir balık türü.Diğer ismi Mahi mahi
Ecinni : Masal ve bazı inançlarda gözle görülmeyen yaratık.Cin
Ecza : Kimyasal yolla elde edilip ilaç hammaddesi olarak kullanılan maddeler
Elan : Şimdi, henüz
Enstantane : Hızlı bir hareketin çekilen fotoğrafı
Esef etmek : Üzülmek (ironi ile kullanılmış)
Etnografik : Ulus ve kavimlerle ilgili
Etnolog : İnsanların ırklara ayrılışı, oluşum ve yayılışını inceleyen ve sınıflayan bilim ile uğraşan kimse
Fecir -cri : Gün ağarması, kızıllığı
Felek : Tekneleri karaya çekmek için altına sürülen yuvarlak malzeme
Fevk : Üst, yukarı
Fırışka : 15~20 km hızdaki rüzgar
Fora etmek : Açmak, çözmek
Formal : ? "Yılan Orkinosu'nun avcılığı, bir ibrik formalin içersinde son buldu"
Formüler : ? "Adam, makineye kocaman bir formüler taktı" 
Girift : Birbirinin içine girerek çözülemeyecek biçimde karışmış olan, iç içe geçmiş, çapraşık.
Güfte : Müzik eserinin yazılı metni
Halisane : Çıkardan uzak ve içtenlikle
Hamletmek : Bir sebebe yüklemek, yormak
Hamule : Yük
Harbi : Ateşli silahların içini temizlemek için kullanılan çubuk
Hasretmek : Bir şeyin bütününü tek bir işe veya duruma vermek
Havsala : Zihnin anlama yetisi
Havya : Kaynak işlerinde lehimi ısı ile eritmek için kullanılan alet
Hayal sukutu : Hayal kırıklığı
Hayhuy : Herkesin aynı anda konuşma veya eğlenmesinden oluşan gürültü
Hercümerç : Karmakarışık, allak bullak
Hevenk : İpe geçirilmiş veya birbirine bağlanmış sebze bağı
Heyula : İri yarı, korkunç
Hidrobiyolog : Sularda yaşayan canlıları inceleyen bilim ile uğraşan
Hidrografik : Bir bölgedeki suların durumunu inceleyen bilim dalı ile ilgili
Hilaf : Aykırı
Hulya : Hayal
Huşu : Alçak gönüllülük, saygı
Hüsnüniyet : İyi niyetli, temiz yürekli
Iskarmoz : Kürek takmak için salın kenarına dikine yerleştirilmiş ahşap çubuklar
Iskota : Büyük yelkenleri yönetmek için kullanılan ip
İaşe : Yedirip içirme, bakma
İçerlemek : İçin için öfkelenmek
İfa etme : Yapma, yerine getirme
İhtiyat : İleriyi düşünerek ölçülü davranma
İktifa etmek : Yetinmek
İktisap : Kazanma, edinme
İltihak etmek : Katılmak
İnhisar etme : - den dışarı çıkmamak, bir şeyle sınırlandırmak
İnkisar etme : Mec.Beddua etme
İntilap : Seçim, seçme
İptidai : İlkel
İskandil : Denizin derinliğini ölçmek için kullanılan alet
İskarpin : Bir çeşit ayakkabı
İskele : Geminin sol yanı
İsterik : Duyu bozukluğu, ruh karışıklığı vs.belirtileri olan bir çeşit sinir hastalığı
İstiğna : Nazlı davranma
İstihfat : Küçümseme
İstihkam : Yapı işleri ile uğraşan teknik asker sınıfı
İstim tutmak : Buhar gücünü hazırlamak
İstralya : Gemide direk ve çubukları baş taraftan tutan halat
Jagar : Jaguar
Jurnal : Günlük
Karaoke : Bir şarkının melodisine, birinin o şarkının sözleriyle eğlence amacıyla eşlik etmesi
Karayel : Kuzeybatı rüzgarı
Kerteriz : Bir yerin hangi yönde ve nerede olduğunu pusula ile bulma
Kesif : Yoğun, sık
Keşişleme : Güneydoğudan esen rüzgar
Kıble : Güneyden esen rüzgar
Kitara : Gitar
Komprime : Yassı veya silindir biçimli katı ilaç.Hap
Kontra : Gemide ana omurganın zarar görmemesi için kullanılan ilave omurga
Kopra : Hindistan cevizinin yağlı iç kısmının kurutulmuş hali
Krites : ? "Gemi sular yükselince de kıpırdamadı ve kritesi delininceye kadar çırpındı" 
Kulaç : ~180 cm.lik ölçü birimi
Kumpanya : Yabancı ortaklık
Kutur  -tru : Çap
Küpeşte : Gemilerde korkuluklara verilen ad
Lagün : Denizden dar bir kıyı hattı veya bir kanal ile ayrılmış göl
Lodos : Güneybatıdan esen rüzgar
Lostromo : Gemide tayfa başı
Lumbuz : Gemilerin iç kısımlarını aydınlatmak için gemi yanı veya güverteye açılmış olan yuvarlak pencereler
Mağrur : Gururlu
Mahdut : Dar  2) Sınırlandırılmış
Mahete : Geniş kenarlı bıçak, pala
Mahfuz : Saklanmış, korunmuş
Mahrut : Koni
Mahut : Bilinen
Mail : Eğik
Maiyet : Bir kimsenin buyruğu altında çalışan kimse  2)Yanında bulunan
Mamafi : Bununla birlikte, durum böyle iken
Maniple : Telgraf işareti göndermek için devredeki akımı açıp kapayan alet 
Marka etmek : ~İşaret koymak
Maroken : Yumuşak bir çeşit keçi derisi
Masif : Kaplama veya sonradan doldurma olmayan, boşluksuz malzeme
Mayi : Sıvı
Mecmu : Bütün
Mefhum : Zihindeki soyut ve genel tasarım.Kavram
Mendirek : Dalgakıran ile yapılmış liman
Menşe : Köken
Mesamat : küçük delikler,  gözenekler
Met : Denizin yükselmesi
Metruk : Terkedilmiş, bırakılmış
Mihaniki : Düşünmeden, alışkanlığın verdiği kolaylıkla yapılan hareket yada iş
Mil : Denizde 1852 m. uzunluğa eşit ölçü birimi
Mistik : Gizemli
Misyoner : Bir dini yaymakla görevli kimse
Mitoloji : Ulus, din,uygarlık hakkında geleneksel olarak yayılan veya şekil değiştiren halk hikayelerinin tümü 
Muayyen : Belli, belirli
Muhacerat : Yaşadığı ülkeden ayrılma
Muharrir : Yazar
Mukabil : Karşılık olarak, karşılığında
Mukaddes : Güçlü bir saygı uyandıran.Kutsal
Mukavemet : Dayanma,karşı koyma
Munis : Cana yakın,uysal, sevimli
Mutat : Alışılmış
Muvaffakiyet : Başarı
Muvakkaten : Kısa süreli, geçici olarak
Muvazene : Denge
Müdrik : Anlamış, aklı ermiş
Mültefit : Güler yüz gösteren, hoş davranan
Mümessil : Temsilci
Mümtaz : Seçkin
Münavebe : Nöbetleşme
Münhal : Görevlisi olmayan, boş, açık kadro
Münhani : Eğri
Münhasıran : Yalnız, özellikle
Müsavi : Eşit, denk
Müstakbel : İleri tarihte beklenen
Müstehzi : Alaycı
Müstesna : Kural dışı, dışında, hariç
Müşfik : Sevecen, şefkatli
Müşkül : Zor, güç
Mütalaa : İrdeleme, müzakere, etüt
Mütecaviz : Saldırgan
Müteessir : Etkilenme, üzülme
Mütehassıs : Uzman
Mütenasıp : Orantılı, oranlı
Müteşekkil : Oluşmuş, meydana gelmiş
Mütevekkilane : İşi oluruna bırakmış halde
Natuk : Düzgün, güzel sözleri kolaylıkla söyleyen
Nazar : Bakış
Nazariye : Teori
Nebat : Bitki
Neşriyat : Yayın
Nükte : İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz
Nüve : Çekirdek, bir şeyin özü
Padıl : Kayığın kenarına dayamadan kullanılan kürek türü
Pafta : Büyük harita ve planları oluşturan parçalardan her biri
Parabellum : Alman ordusunda kullanılmış otomatik bir silah
Pasaparola etme : Sözün ağızdan ağıza yayılması
Pavurya : Bir cins yengeç
Peksimet : Pişirildikten sonra dilimlenip ısı ile kurutulmuş ekmek
Penisilin : Bir çeşit antibiyotik ilaç
Periskop : Denizaltı, tank veya siperde gözlemlenecek çevreye bakmaya yarıyan optik alet
Peruka : Peruk
Pırasya etmek : Dönüş manevrası yapılırken yelkenleri çevirmek
Pırıldak : Işığı açıp kapama yoluyla işaretler verme
Pupa yelken : Yelkenlerin arkadan esen rüzgar ile şişmiş halde ve tam yol ile ilerleme durumu
Pus : 2,54 cm.lik ölçü birimi.İnç
Reverans : Selam veya teşekkür için dizleri kırarak veya eğilerek yapılan hareket
Riyaset : Başkanlık
Rölyef : Kabartma
Safra : Gemileri dengede tutmak ve istenilen düzeyde batırmak amacıyla kullanılan ağırlık
Sair : Diğer
Salahiyet : Yetki
Salimen : Hiçbir kötü durumla karşılaşmadan
Salip : Haç
Salvo : Top ateşi
Sancak : Geminin sağ yanı
Sarsak : Yaşlılık sebebiyle güçsüz kalıp titrer gibi hareket eden
Satıh  -thı : Yüzey
Savlo : ~İnce halat
Sefine : Gemi
Sekstant : Güneş ve yıldızların açısal yüksekliğini ölçmeye yarayan bir alet
Selef : Bir görevde kendinden önce bulunmuş kimse, öncül
Selofon : İnce, saydam bir kağıt türü
Selüloit : Bir çeşit plastik
Semitik : Yahudi
Semiz : Eti,yağı çok, şişman
Serdümen : Dümen kullanmakla görevli, bilgili ve tecrübeli tayfa
Seren : Yelkenli gemilerde yelken direğine yatay bağlanan ve dört köşe yelkenin bir kısmını tutan eleman
Sergüzeşt : Serüven,macera
Seyrüsefer : Trafik
Sırma : Kumaşlara işlenen, genellikle altın yaldızlı ince şerit 
Siğil : Ağaçtan yapılma ucu sivri, yassı, geniş takoz
Soluğan : Uzaklarda esen rüzgar sebebiyle başlamış dalga hareketi
Sucres : Ekvador para birimi
Şahmerdan : Vurucu ağırlığın yükselip düşmesi ile dövme, çakma işi yapan alet
Şahrem şahrem : Parçalanmış, yarılmış olarak
Şak : Yarmak
Şayanı hayret : Şaşılacak
Şecere : Bir kişinin en uzak atasından itibaren bütün soyunu gösterir çizelge
Şerare : Kıvılcım
Tafsilat : Ayrıntılar
Taraça : Teras
Tarh : Bahçelerde çiçek dikmeye ayrılmış yer
Tarik : Yol
Tasavvur : Düşünce, amaç, plan
Tavus rengi : ~Koyu yeşil
Tayın : Asker gıdası
Tecrit : Ayırma, ayrı tutma
Teessür : Üzüntü
Tekzip : Yalanlama
Telakki : Kabul etme, sayma
Tenvir : Aydınlatma
Terane : Mec.Çok tekrarlandığından usanç veren söz
Termodinamik : Isı ve hareket enerjisi arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalı
Terütaze : Çok yeni, körpe
Teşekkül : Belli bir biçim veya varlık kazanma, oluşum
Tevekkül : Kadere boyun eğme
Tıknaz : Şişmanca, toplu
Tornistan : Ters yönde, geri dönerek
Tröst : Aynı alanda iş yapan ortaklıkların tekelci sermayedarlığına dayanan birlik
Tul : Boylam
Umacı : Küçük çocukları korkutmak için uydurulmuş, hayali, korkunç yaratık
Usare : Özsu, kendi nemi
Uskuna : İki veya daha çok direkli olup yan yelkenleri de olan tekne türü
Vakıa : Gerçi, her ne kadar, ….ise de anlamında kelime
Vaki : Olan, olmuş
Varit : Olabileceği akla gelen
Vekar : Yerine göre uygun davranış
Volta : Halatı bağlamak için dolaştırıp sarma işi
Yakamoz : Gece denizde balık veya küreklerin hareketi ile oluşan parıltı
Yaver : Devlet ve hükümet başkanları ile komutanların buyruklarını yazıp yerine ulaştıran emir subayı
Yıldız : Kuzey
Zahir : Görünüşe göre, anlaşılan
Zaviye : Açı