Ad hominem | : | Bir tezi savunurken, karşı tezi savunana tezle alakasız yönden saldırma |
Akut | : | İlerlemiş, acil |
Ampute | : | Cerrahide bir organı kesip almak |
Anfizemi | : | Sigara içenlerde görülen, bronşit ile başlayıp nefes darlığı ile devam eden, hava keseciklerinin yırtılmasına dair akciğer hastalığı |
Baptist | : | İnsanların yetişkin ve inançlı iken vaftiz edilmesi gerektiğini savunan bir Protestan mezhebi |
Biteviye | : | Aynı biçimde, sürekli |
Bohem | : | Yarını düşünmeden günlük yaşayış tarzını benimsemiş kimse |
Bonmarşe | : | Her türlü giyim, süs eşyası, oyuncak vb. satılan büyük mağaza |
Cengaver | : | Savaşçı |
Cismani | : | Beden ile ilgili |
Debdebe | : | Görkem, ihtişam |
Delegasyon | : | Bir topluluğu temsil etmekle yetkili ve görevli kurul |
Esef | : | Üzülme |
Fazilet | : | İyilik, alçak gönüllülük, doğruluk niteliklerinin bütünü, erdem |
Flanel | : | Keten ve yünden dokunmuş kumaş |
Güderi | : | Genellikle geyik veya keçi derisinden yapılmış |
Haham | : | Yahudi din adamı |
Halef | : | Birinin ardından yerine geçen kimse |
Hicvetmek | : | Alaylı yoldan eleştirmek |
Hilkat | : | Yaradılış |
Histerik | : | Duyu bozukluğu, ruh karışıklığı, çırpınma ile beliren sinir hastalığına dair |
Jakoben | : | Tepeden inme |
Kadim | : | Başlangıcı olmayan, eski, ezeli |
Kadiri mutlak | : | Her şeye gücü yeten |
Koşer | : | Yahudi inancına göre yenilmesi sakıncasız, helal |
Kotarmak | : | Tamamlamak, bitirmek |
Latif | : | Yumuşak, hoş ve ince bir güzelliği olan |
Lobotomi | : | Bazı psikolojik hastalıklarda beyindeki muayyen sinirleri keserek duyarsız hale getirme yoluna dair cerrahi yöntem |
Luteryan | : | Kilise öğretisinin yalnızca kutsal kitaba bağlı olmasını isteyen |
Mağrur | : | Gururlu |
Meczup | : | Aklını yitirmiş, deli, sapık |
Menfur | : | Nefret edilen, iğrenç |
Meskun | : | İnsanların oturduğu, yurt edinilmiş |
Meşum | : | Uğursuz, kötü |
Metruk | : | Terk edilmiş, kullanılmayan |
Mokasen | : | Kısa ökçeli, bağsız ayakkabı |
Monarşi | : | Siyasi otoritenin miras yoluyla tek kişide toplandığı yönetim biçimi |
Mukabil | : | Karşılık |
Mutat | : | Alışılmış |
Münazara | : | Bir konu üzerinde belli kural ve yöntemlerle tartışma |
Müşfik | : | Sevecen, şefkatli |
Müşkülpesent | : | Güç beğenen, titiz |
Mütevelli | : | Yönetimin verildiği kişi ya da topluluk |
Müttefik | : | Aralarında anlaşma ve sözleşme sağlanmış olan |
Nekahet | : | Hastalıktan yeni kurtulmuş, zayıf/halsiz kimse durumu |
Neoklasik | : | Sade, detaylara boğulmayan, genellikle sütun kullanılan anıtsal yapı tarzı |
Nükte | : | İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz |
Oditoryum | : | Dinleme salonu |
Ölgün | : | Canlılığı kalmamış, solmuş |
Pejmürde | : | Dağınık, perişan |
Rozbif | : | Kızartılmak için hazırlanmış veya kızartılmış sığır eti |
Ruhban | : | Rahipler |
Sanatoryum | : | Özellikle veremli hastaların tedavisi için kurulmuş sağlık merkezi |
Sebat | : | Sözünden veya kararından dönmeme, sonuna kadar sürdürme |
Selef | : | Bir görevde veya makamda kendinden önce bulunmuş kimse |
Senato | : | Bazı ülkelerde yaş ve eğitimlerine göre seçilmiş yönetici topluluğu |
Sofu | : | Dinin emirlerine tümüyle uyan kimse |
Sürünceme | : | Bir iş tamamlanırken boş yere uğradığı gecikmelerin tümü |
Şapel | : | Küçük kilise |
Şiar edinme | : | Benimseme, ilke olarak kabul etme |
Tahakküm | : | Baskı, zorbalık |
Tahammülfersa | : | Dayanılmaz |
Tumturaklı | : | Anlam ifade etmeyen ancak kulağa hoş gelen söz |
Tüvit | : | Taranmış yünden yapılan, iki renkli, spor giysi kumaşı |
Vandallık | : | Mec.Malı yakıp yıkma, değerini bilmeme durumu |
Yaren | : | Yakın arkadaş, dost |