Bir Gün
★★★★☆
Yazar : Ayşe Kulin
Yayınevi : Everest Yayınları
Acem | : | İranlı |
AKM | : | İstanbul Taksim meydanında bulunan ve tiyatro, opera, konser, sergi salonu, sinema vb. amaçlarla kullanılan Atatürk Kültür Merkezi binası |
Aleyhisselam | : | Peygamberlerden biri anılırken "ona selam olsun" anlamına gelen bir saygı ifadesi |
Aman vermemek | : | Rahat bırakmamak, göz açtırmamak |
Avanos | : | Nevşehir'in merkezden 18 km. kuzeydoğusunda yer alan bir ilçesi |
Aymazlık | : | Çevresinde olup bitenin farkına varmama durumu |
Azize | : | Dini inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kadın evliya |
Bağnaz | : | Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen. Fanatik |
Bedbaht | : | Mutsuz |
Bende | : | Kul, köle |
Biyat (Biat) eylemek | : | Birinin egemenliğini tanımak |
Botan | : | Günümüz Siirt'in Eruh ilçesi, Şırnak'ın merkez ve Cizre ilçelerini kapsayan alanda 1338-1855 arası hüküm sürmüş Kürt beyliği |
Canhıraş | : | Yürek paralayan, iç tırmalayan |
Çaldıran Seferi | : | 1514'de Osmanlı ordusu ile İran'da o dönemde egemen olan Savefiler arasında Çaldıran ovasında yapılan ve Osmanlı galibiyeti ile sonuçlanan savaş |
Çanına ot tıkamak | : | Sesini çıkaramayacak, kötülük edemeyecek bir duruma getirmek |
Çılpır (Çılbır) | : | Yumurtanın kaynayan suya kırılıp pişirilmesi ve üzerine yoğurt ile sos dökülmesi suretiyle yapılan yemek |
Çomar | : | Köpek |
Denk | : | Yatak, yorgan, kumaş vb. eşyanın sarılıp bağlanmış biçimi |
Dersim olayları | : | Tunceli ilinin tamamı ile çevre illerin bir kısmını kapsayan Dersim bölgesinde 1937-1938 yıllarında yerel etnik grupların ayaklanmasını bastırmak için ~13000 er kişinin öldürüldüğü ve sürüldüğü olaylar |
Dirlik (Tımar) düzeni | : | Tarım arazilerinin mülkiyetinin Osmanlı'da, kullanım hakkının ise çiftçide olduğu bu düzende çiftçi, ürünün bir kısmını toprağı koruması ve üzerinde çalışanların adaletini sağlaması karşılığında Osmanlı adına "dirlikçi"lere verirdi.Dirlikçi ise aldığı ürünlerle hem geçimi sağlar hem de Osmanlı için atlı asker yetiştirirdi |
Disküs (Diskus) | : | Astım hastalarının nefes açma ve tedavi amacıyla içindeki toz haldeki ilacı soluyarak kullandığı, mekanizmalı küçük plastik kutu |
Diyet | : | İslam hukukuna göre, öldürme ve yaralamalarda suçlunun ödemek zorunda olduğu para veya mal. Kan parası |
Doğubeyazıt | : | Ağrı'ya bağlı ve doğusunda bulunan bir ilçe |
Erdem | : | İyilik, alçakgönüllülük, doğruluk niteliklerinin genel adı |
Eseflenmek | : | Üzülmek |
Eza | : | Üzme, sıkıntı verme |
Frenk gömleği | : | Yakası kravat takmaya uygun, çoğu uzun kollu, ceket altına giyilen gömlek |
Gemi azıya almak | : | Mec. Söz dinlemez olmak |
Halife | : | Hz.Muhammed'in ölümünden (632) sonra müslümanların dini liderliğini yapmış kimse |
Hallaç | : | Yün ve pamuğu yay veya tokmak gibi bir araçla kabartma, ditme işini ticari olarak yapan kimse |
Heder olmak | : | Boşa gitmek |
Herifçioğlu | : | Kızılan veya beklenmeyen bir işi yapan erkek |
Hıdırellez | : | Hızır ve İlyas peygamberin buluşmaları ile bahar mevsiminin gelişinin kutlandığı her yılın 6 Mayıs günü |
Hicran | : | ~İyileşmez acı, üzüntü |
Hilafet | : | Halife tarafından yönetilen ülkenin yönetim şekli |
Ingıl ıgış | : | Çok dolu, tıklım tıklım |
İdealist | : | Ulaşmak istediği amacına hiçbir çıkar gütmeden bağlı olan kimse |
İdris-i Bitlisi | : | 1452-1520 arası yaşamış Osmanlı siyaset adamı |
İfrat & Tefrik | : | İfrat, herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma ; tefrik ise anlaşmayı, uzlaşmayı bozmak anlamına gelir |
İğdiş | : | Mec. ~Yoksun |
İlham etmek | : | İçe doğmasına sebep olmak |
İnayet | : | İyilik, lütuf, yardım |
İndi | : | Yalnız bir kişinin kanısına dayanan |
İskan Kanunu | : | Türk olmayan azınlıkları zorunlu göç yoluyla memlekete dağıtıp kültür, dil vs. özelliklerini yok etme amacı güden ve Haziran 1934 de yürülüğe giren kanun |
Kakule | : | Zencefilgillerden, sıcak iklimde yetişen, hoş kokulu bir bitki |
Karun | : | Çok zengin kimse |
Keldani | : | Hristiyan Süryanilerin Nasturi olup sonrasında Katolikliği benimseyerek Papa'ya inananların oluşturduğu topluluk |
Kesim düzeni | : | Osmanlı'da, Kanuni Sultan Süleyman dönemi ile (1527-1566) uygulanmaya başlanan, tarım arazilerinden nakit para olarak vergi toplanmaya başlanması ve bu işin belli bir süreliğine peşin para karşılığı satılmasına dayanan politika |
Kızılbaş | : | 10 yy.dan itibaren eski inanış ve kültürlerini İslamın Şiilik kolu ile birleştiren etnik (töre, dil, kültür ortaklığı bulunan) grupların ismi |
Konca (Gonca) | : | Henüz açılmamış veya açılmak üzere olan çiçek |
Konsol | : | Duvar kenarına yerleştirilen, üstüne ayna ve başka süs eşyası konulan, çekmeceli, dolaplı mobilya |
Kotarmak | : | Mec. Bir işi tamamlamak, üstesinden gelmek |
Kozanoğlu | : | Çukurova'yı (Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay'ı kapsayan bölge) mesken tutan göçebe Türkmen beyliği Kozanlı aşiretinin reisi |
Kumkuma | : | Mec. Kötü, olumsuz bir özelliği kendinde fazlasıyla toplayan kimse |
Lice | : | Diyarbakır'a bağlı ve kuzeydoğusunda bulunan bir ilçe |
Mahir | : | Becerikli |
Mavzer | : | Orduda kullanılan ve atış hızı dakikada ortalama altı mermi olan bir tüfek tipi |
Mecelle | : | Belirsiz durumlarda hukukçuların düşünceleri ile İslam hukuku kurallarının birleştirilmesi ile hazırlanmış, yasa yerine kullanılan eser |
Melanet | : | Büyük kötülük |
Mevlana | : | İslam dininde, din açısından önder olarak görülen ya da İslam ilimlerinde başarı kazanmış kişilere verilen bir unvan |
Mezopotomya | : | Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan, günümüzde Irak, kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu bölgesi ve güneybatı İran topraklarını kapsayan bölge |
Mırra | : | Arap coğrafyasına özgü, birkaç kez demlenerek hazırlanan, acı ve koyu kıvamlı bir kahve türü |
Milis | : | Güvenliği sağlamada yardımcı silahlı halk gücü |
Mir | : | Aralarında töre, dil ve kültür ortaklığı bulunan ve soy bakımından birbirine bağlı insan topluluğunun (kavim) başındaki kimse |
Misyon | : | Amaç, görev |
Misyoner | : | Mec. Kendini herhangi bir düşünceyi, amaç edindiği şeyi yaymaya adayan kimse 2) Bir dini, özellikle Hristiyanlığı yaymakla görevli kimse |
Mit | : | Mec. Efsaneleşen kavram veya kişi |
Muhlis | : | Dostluğunda ve inançlarında içten olan |
Mutesellim | : | Osmanlı'da Tanzimat'tan (1839) önce eyalet veya bir küçük birim olan sancak yöneticisine vekillik eden ve vergileri toplayan görevli |
Mülhit | : | Dinsiz, imansız. Doğru yoldan çıkmış |
Mültezim | : | Osmanlı'nın, tarım arazisi, maden vs. gelir kaynaklarından vergi toplama işini peşin nakit para karşılığı belli bir süreliğine devrettiği kişiler. İltizamcı, Kesenekçi |
Name (Nağme) | : | Belli kurallara göre düzenlenmiş, kulağa hoş gelen ses dizisi. Ezgi |
Nara yanmak | : | Bir kimse yüzünden büyük zarara uğramak |
Nasturiler | : | Asuriler olarak da bilinen ve Hz.İsa'nın kendisine kitabın indiği yaşa kadar insan olduğu, sonrasında ise tanrı özellikleri kazandığı görüşüne sahip Süryani topluluğu |
Neden sonra | : | Aradan bir hayli zaman geçince |
Niyaz eylemek | : | Yalvarmak |
Palu | : | Elazığ'ın doğusunda yer alan bir ilçesi |
Parlamento | : | Yasa, koyma, devlet bütçesi belirleme, hükümeti denetleme görevleri olan, üyeleri halk tarafından seçilen meclis |
Paskalya | : | Hz. İsa'nın çarmıha gerildikten sonra 3. günde dirilişini anmak için her yıl Hristiyanlarca Nisan ayının bir Pazar günü kutlanan bayram |
Pazen | : | Dokuması kalın, sık ve yumuşak, bir tür pamuklu bez |
Rekolte | : | Mec. ~Nesil, jenerasyon |
Salaş | : | Mec. Derme çatma, kötü görünümlü |
Sarıcadam | : | Geçmişte ve günümüzde bu isimde bir köy yoktur; muhtemelen Siirt'in Pervani İlçesine bağlı Sarıdam köyünden kurgulanmıştır |
Sebat | : | Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme |
Sedefli | : | Midye, istiridye vb. deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, sert madde ile süslenmiş olan |
Selamlık | : | Saray, köşk veya konaklarda erkeklere ayrılan bölüm |
Sıraserviler | : | İstanbul'da Taksim Meydanı'ndan başlayıp İstiklal Cad.ne paralel olarak Galata Kulesi'ne doğru ilerleyen, üzerinde birçok işyerinin bulunduğu bir cadde |
Sibe | : | Kürtçe "yarın" anlamına gelen kelime |
Sofa | : | Evlerde oda kapılarının açıldığı genişçe yer |
Statüko | : | Süregelen düzenin korunması durumu |
Sundurma | : | Çevresi açık üstü kapalı yer |
Sunturlu | : | Çok kötü, ağza alınmayacak (küfür) |
Sünni | : | Hz.Muhammed'in ölümünden (632) sonra Hz.Ebubekir öncelikli olmak üzere 4 halifeyi kabul eden ve Hz.Muhammed'in yolundan gidenlerin oluşturduğu İslamiyet kolu |
Süryani | : | Nuh peygamberin oğlu Sam'in soyundan geldiklerine inanan ve monofizit inanca (Hz.İsa'nın hem tanrı hem de insan oluşu) sahip Hristiyan topluluğu |
Şii | : | Hz.Muhammed'in ölümünden (632) sonra damadı Hz.Ali'yi halife (dini ve siyasi lider) kabul edip diğer 3 halifeyi tanımayanların kurdukları İslamiyet kolu |
Şose | : | Taş parçaları üzerine kum serilip silindir geçirilerek yapılan yol |
Şoson | : | Kumaş veya ince deriden, çoğunlukla düz topuklu, ayağı bütünüyle saran ayakkabı |
Tabu | : | Yasaklanarak korunan nesne, kelime, davranış |
Talip Apaydın | : | 1926-2014 arası yaşamış, köyü, köylüyü ve sorunlarını dile getiren köy edebiyatı akımının temsilcilerinden Ankara'lı bir yazar |
Tanzimat Fermanı | : | Osmanlı'da 1839'da Sultan Abdulmecit döneminde ilan edilen ve şeriatı kaldırıp hukuk devleti kurma, vatandaşların can ve mal güvenliği ile adaleti sağlama vs.amaçlar güden yazılı belge |
Tarazlı | : | ~Pürüzlü |
Taşra | : | Bir ülkenin başkenti ya da önemli şehirleri dışındaki yerleşimleri |
Tavassut | : | Aracılık etme |
Tebaa | : | Bir devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olan kimse |
Tehcir | : | Göç ettirme, göç etmesine sebep olma, sürme |
Tevekkül | : | Tanrı’ya, yazgıya bırakma, yazgıya boyun eğme |
Tını | : | Çıkan sesin diğer seslerden farklı özelliği |
Toprak reformu | : | Çok geniş tarım arazisine sahip kişi/kurumlardan bu alanların alınıp çiftçiye verilmesini amaçlayan ve 1945 yılında çıkmış kanun.Meclisteki toprak ağaları sebebiyle kanun uygulanamamıştır |
Trençkot | : | İçi astarlı yağmurluk |
Uçarı | : | Kendini çeşitli eğlencelere vermiş kimse |
Umarsız | : | Çaresiz |
Vakur | : | Onurlu, ağırbaşlı |
Varto | : | Muş'un kuzeyinde yer alan bir ilçesi |
Vatanperver | : | Yurdunu, milletini büyük bir tutku ile seven, bu uğurda her türlü özveriye katlanan kimse |
Yad | : | Anma |
Yaltaklanma | : | Birine hoş görünmek için onursuzca davranma |
Yuvmak | : | ~Yıkamak |
Zahir | : | Kuşkusuz, elbette, şüphesiz |