Bir Türk Ailesinin Öyküsü
★★★★★
Yazar : İrfan Orga
Yayınevi : Ana Yayıncılık
Türkçesi : Arın Bayraktaroğlu
Bu kitap ilk olarak İngiltere'de İngilizce olarak yayımlanmış, sonrasında ise Arın Bayraktaroğlu tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir.
| Adam sen de | : | Bir işin önemsenmediğini anlatmak için kullanılan söz |
| Ahu zar | : | Ah çekmek, dert yanmak, sızlanmak |
| Alı al moru mor | : | Koşturup durmaktan yüzü kızarmış durumda |
| Antet | : | Kağıt veya zarf üzerine basılmış, kurumsal kimliği tanıtıcı nitelikte ad ve adres |
| Arap bacı | : | Eskiden evlerde çalışan siyahi ve Türkçesi düzgün olmayan hizmetçi kadınlara verilen ad |
| Au revoir | : | "Güle güle" anlamında Fransızca söz dizisi |
| Avurt | : | Yanağın ağız boşluğu hizasına gelen bölümü |
| Azamet | : | Gösteriş, çalım, gurur 2) Kendini önemli gösterme |
| Azizlik | : | Mec. ~üzecek hareketlerde bulunma |
| Balkan Savaşı | : | Osmanlı ile Balkan devletleri (Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan, Karadağ) arasında toprak paylaşımı sebebiyle çıkıp Ekim 1912-Ağustos 1913 arasında süren savaşların ilki |
| Banliyö | : | Şehir merkezinden uzakta veya sınırına yakın yerleşim bölgelerine verilen ad |
| Başkonsolos | : | Yabancı ülkelerde, orada bulunan yurttaşların haklarını koruyan ve bağlı olduğu devlete siyasal ve ticari bilgileri veren en yüksek derecedeki dış işleri görevlisi |
| Bayswater | : | Londra'nın batısında bir yerleşim bölgesi |
| Beylik laf | : | Herkesin kullandığı, etkisi kalmamış söz |
| Bide | : | Özellikle Avrupa ülkelerinde banyolarda bulunan ve üreme organları veya anüsü yıkamak amacıyla kullanılan alafranga tuvalet benzeri lavabo |
| Bon jour | : | "Günaydın, merhaba" anlamında Fransızca kelime |
| Bonbon | : | Şerbet içinde kaynatılıp üzeri şekerle kaplanmış meyve |
| Bostan | : | Sebze bahçesi |
| Bratislava | : | Orta Avrupa'da yer alan Slovakya'nın en büyük şehri ve başkenti |
| Büyükelçi | : | Bir devletin başka bir devletteki en yüksek düzey temsilcisi |
| Cavelleria Rusticane | : | Pietro Mascagi tarafından bestenmiş, İtalyanca opera (sözlerinin çoğu şarkılı olarak söylenen tiyatro eseri) |
| Cenaze marşı | : | Polonyalı ünlü piyanist ve besteci Frederic Chopin (1810-1849) tarafından bestelenmiş ve cenaze törenlerinde kullanılan marş.Dinlemek için tıklayın |
| Cerbeze | : | Güzel, inandırıcı konuşma |
| Churchill | : | 1874-1965 arası yaşamış, 2.Dünya Savaşı'nda Birleşik Krallık'ın başında bulunmuş, 9 yıl başbakanlık yapmış, 1953 de Nobel Edebiyat Ödülü almış Winston S.Churchill |
| Civcivli | : | ~Gürültülü, telaşlı, kalabalık yer |
| Cochon americaine | : | "Amerikan domuzu" anlamında Fransızca söz dizisi |
| Comment allez-vous | : | "Nasılsınız" anlamında Fransızca söz dizisi |
| Cüz | : | Kuran'ın bölünmüş olduğu 30 parçadan her biri |
| Çıkın | : | Bir beze sarılarak düğümlenmiş küçük bohça |
| Çıma | : | Halat ucu anlamına gelen kelime. Kitapta rıhtım işçisi anlamında hatalı kullanılmış! |
| Çuha | : | Tüysüz, ince, sık dokunmuş bir kumaş türü |
| Delişmen | : | Çılgın, delice tavırlı ve hareketleri ölçüsüz olan |
| Denk, -gi | : | Yatak, yorgan, kumaş vb. eşyanın sarılıp bağlanmış biçimi |
| Derbeder | : | Davranışları düzensiz kimse |
| Despot | : | Her istediğini ve dilediğini yaptırmak isteyen kimse |
| Deutscland über alles | : | 1841'de yazılmış Alman milli marşının 2.Dünya Savaşı sonrasında marştan çıkarılan "Almanya her şeyden üstündür" anlamına gelen ilk mısrası |
| Diplomat | : | Dış politika ile uğraşan ve ülkesini temsil etmekle görevlendirilen kimse |
| Divanıharp | : | Askeri mahkeme |
| Dolphin Square | : | Londra'da bulunan ve şehrin içinden geçen Thames Nehri kıyısında bulunan, zamanında milletvekilleri ve lordların da oturduğu çok sayıda binadan oluşan özel bir site |
| Dun Laoghaire | : | İngiltere'nin batısındaki İrlanda adasının başkenti Dublin'e bağlı ve güneydoğusunda bulunan bir sahil banliyösü |
| Egzotik | : | Uzak, yabancı ülkelerle ilgili |
| Emprezaryo | : | Belli bir yüzde karşılığında bir sanatçının çalışma programlarını ve anlaşmalarını düzenleyen kimse |
| Ensa | : | Konser, dans, tiyatro vb. faaliyetler ile İngiliz silahlı kuvvetler personelini eğlendirmek için 1939 yılında kurulmuş dernek |
| Enver | : | 1881-1922 arası yaşamış, Trablusgarp, Balkan, 1.Dünya, Çanakkale... savaşlarına katılmış Osmanlı komutanı ve siyasetçi Enver Paşa |
| Etnolojik | : | İnsanların ırklara ayrılışının oluşumu, yeryüzüne yayılışını, aralarındaki nitelikleri inceleyip karşılaştıran ve sınıflandıran etnoloji bilimi ile ilgili |
| Euclid | : | MÖ. 330-275 arası yaşamış Mısır'lı matematikçi Öklid'in dik üçgen, doğrular vs. ile ilgili geometrik teoremleri |
| Firkete | : | Kadınların saçlarını tutturmak için kullandıkları U biçimine benzer saç tokası |
| Freud | : | 1856-1939 arası yaşamış, psikanaliz biliminin kurucusu nörolog Sigmund Freud |
| Freya Stark | : | 1893-1993 arası yaşamış, İngiliz&İtalyan kaşif ve seyahat yazarı kadın.Ortadoğu seyahatleri hakkında bir çok kitabı ve birkaç otobiyografisi vardır |
| Fütursuz | : | Çekinmez, umursamaz |
| Galsworthy | : | 1867-1933 arası yaşamış, 1932'de Nobel Edebiyat Ödülü almış İngiliz yazar John Galsworthy |
| Geniş yürekli | : | Mec. Çabuk telaş göstermeyen, tasasız kimse |
| George Eliot | : | Yaşadığı 1819-1880 arası kadın yazarlara itibar gösterilmediği için erkek takma adı kullanan ve romanlarındaki psikolojik çözümlemeler ile bilinen İngiliz kadın yazar Mary Anne Evans |
| Gergef | : | Üzerine kumaş gerilerek nakış işlemeye yarayan, çoğu dikdörtgen biçimli çerçeve |
| Guilford | : | Amerika'nın kuzeydoğusundaki Connecticut eyaletine bağlı bir sahil şehri.New York şehrinin ise ~120 km.kuzeydoğusundadır. |
| Gümüş yıl | : | Eşlerin evliliklerinin 25. yılı |
| Halayık | : | Zorla çalıştırılan genç kadın hizmetçi. Cariye |
| Hare hare | : | Üzerinde dalgalı çizgiler bulunan |
| Haspa | : | ~Dişilere şaka yollu söylenen bir hitap sözü |
| Hemşire | : | Kadınlara söylenen bir seslenme sözü. Bacı |
| Herodotus | : | MÖ. 5.yy.da yaşamış, gezilerinde gördüğü yerleri ve insanları anlattığı "Herodot Tarihi" eseriyle bilinen antik yunan tarihçisi ve yazarı |
| Heyhat | : | Yazık, ne yazık anlamında kullanılan söz |
| High Holborn | : | Londra'nın merkezinde bir cadde |
| Hisar | : | Küçük kale |
| Homeros | : | Truva savaşını konu alan İlyada ve Odessa destanlarının yazarı olduğu düşünülen antik Yunan şairi ve yazar |
| Howth | : | İrlanda'nın başkenti Dublin şehrine bağlı ve kuzeydoğusunda bulunan yarımada köy |
| I1 est mon frere | : | "O benim erkek kardeşim" anlamında Fransızca cümle |
| Inverness Terrace | : | Londra'da bulunan ve temel otel hizmetlerine (çamaşırhane+oda temizliği+odaya servis) sahip olup çoğunlukla küçük olan kiralık daireleri ile bilinen bir sokak |
| İbrişim | : | Kalınca ipek iplik |
| İçerlemek | : | Yavaş yavaş öfkelenmek |
| İsterik | : | Duyu bozukluğu, çırpınma, kasılma ile kendini gösteren ruhsal bozukluk |
| je viens mon vieux mais où est mon chapeau | : | ? (s.237) |
| Kameriye | : | Bahçede yazın oturmak için yapılan üstü kapalı, süslü çardak |
| Kapatma | : | Metres |
| Kaput | : | Asker paltosu |
| Katolik | : | Papa'yı Hz.İsa'nın bazı yetkilerinin mirasçısı ve dini lider kabul eden Hristiyan |
| Kazasker | : | Osmanlı dönemindeki mahkemelerin en yetkilisi |
| Kazulet | : | Kocaman, büyük |
| Kensington Garden | : | Londra'da bulunan kraliyet sarayına ait toplam 270 hektar büyüklüğündeki özel bahçelerin adı |
| Killiney | : | İrlanda'nın başkenti Dublin'in güneydoğusunda bulunan zengin bir sahil banliyösü |
| Kinayeli | : | Üstü kapalı, sitemli, dokunaklı söz |
| Kraliçe Victoria Çağı | : | 1837-1901 arası Büyük Britanya'da Kraliçe Victoria'nın hüküm sürdüğü, sanayi devriminin yükselişi ve imparatorluğun zirvesi olan dönem |
| Krizantem | : | Türlü renklerde, kat kat ve iri çiçekleri olan, sonbahardan kışa kadar açan bir süs bitkisi. Kasımpatı |
| Kurum | : | Karşısındakini etkilemek için sergilenen abartılı davranış. Gösteriş, Çalım |
| Küpeşte | : | Gemilerde güvertenin kenarında bulunan korkuluklara verilen ad |
| Liszt | : | 1811-1886 arası yaşamış Macaristan doğumlu, müzisyen, besteci, orkestra şefi, senfonik şiirin yaratıcısı ve 19. yy.ın en önemli piyanistlerinden Franz Liszt |
| Mağribi | : | ~Batı ülkelerinden gelmiş |
| Mağrur | : | Kendini büyük gören, kibirli 2)Gururlu |
| Mahmuz | : | Çizme vb. arkasına takılan ve binek hayvanını dürtüp hızlandırmaya yarayan metal parça |
| Mahya | : | Dini günlerde cami minareleri arasına ip gerilerek ampul vs. ışık kaynağı ile yazılan yazı |
| Mam'selle | : | "Bayan" anlamında Fransızca kelime |
| Manevra | : | Askeri birlikleri savaşa hazırlık amacıyla arazide yapılan savaş denemesi. Tatbikat |
| Marsık gibi | : | Koyu esmer, kömür gibi, simsiyah |
| Messiaen | : | 1908-1992 arası Fransa'da yaşamış, 20 yy.ın en önemli klasik müzik bestecilerinden olan Olivier Messiaen |
| Mevlevi | : | 13.yy.da yaşamış Mevlana Celalettin Rumi'nin dini görüş ve düşünceleri üzerine, kendisinin ölümü ardından kurulan tarikat üyesi kimse |
| Mil | : | Karada 1609 m., denizde 1852 m.ye tekabül eden yabancı uzunluk ölçü birimi |
| Mon ami | : | "Arkadaşım" anlamında Fransızca söz dizisi |
| Monsieur le directour | : | "Müdür bey" anlamında Fransızca söz dizisi |
| M'sieu | : | "Bayım" anlamında Fransızca kelime |
| Muslin | : | Sık dokunmuş, parlak, ince ve yumuşak bir kumaş türü |
| Mücellithane | : | Ciltevi |
| Mümessil | : | Temsilci |
| Müşfik | : | Sevecen |
| Napolyon Savaşları | : | Fransız devrimi sonrası Napolyon Bonapart komutasındaki Fransa ile İngiltere ve değişken müttefikleri (Avusturya, Rusya vs.) arasında süren savaşlar.1815 Waterloo muharebesi ve Napolyon'un yenilgisi ile sonuçlanmıştır. |
| Natır | : | Kadınlar hamamında hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın |
| Neden sonra | : | Aradan bir hayli zaman geçince |
| Northolt | : | Londra'ya bağlı olup batı kısmında bulunan bir kasaba |
| Odalık, -ğı | : | Savaşta tutsak edilen veya satın alınan kadın hizmetçi |
| Partal | : | Çok kullanılmaktan yıpranmış |
| Pasternak | : | 1890-1960 arası yaşamış, 1958'de Nobel Edebiyat ödülü kazanmış, "Doktor Jivago" romanı ile bilinen, Rus şair, yazar ve çevirmen Boris Pasternak |
| Patiska | : | Çoğu pamuktan dokunmuş sık ve düzgün bez |
| Pespaye | : | Bilerek kötü ve ahlaksızca davranışta bulunma durumu. Alçaklık |
| Pırtıl | : | Eskimiş, parçalanmış, yıpranmış |
| Pike | : | Uçağın yüksekten hedefin üzerine dik olarak saldırması |
| Piyade | : | Yaya olarak savaşan askerin oluşturduğu sınıf |
| Prusya | : | Avrupa'nın kuzeyindeki Baltık Denizi'nin güney kıyılarında bulunan bölgede 1871-1918 arası hüküm sürmüş Alman imparatorluğu |
| Rapsodi | : | Genellikle halk türkülerinden ve milli ezgilerden oluşturulmuş müzik eseri |
| Raynes Park | : | Londra'nın güneybatısında bulunan bir semt. Waterloo semti ile arası ~15 km.dir. |
| Resital | : | Tek bir sanatçının tek bir çalgı ile verdiği konser |
| Reşat | : | 1844-1918 arası yaşamış ve 5.Mehmed olarak da bilinen, Osmanlı İmparatorluğunun 35.padişahı Sultan Mehmed Reşat |
| Reveille | : | Daha çok yabancı ordularda kullanılan, askeri personeli uyandırmak için bestelenmiş ve Fransızca "uyanmak" anlamında melodinin adı.Dinlemek için tıklayın |
| Rıhtım | : | Bir akarsu veya deniz kıyısı doldurularak yapılmış gemi yanaşma yeri |
| Rokoko | : | 18.yy.ın başında Fransa'da geçerli olup ince, zarif ve kıvrımlı hatları ile ayrılan gösterişli bir süsleme tarzı |
| Sahanlık | : | Yapılarda merdiven başı veya kapı önünde bulunan genişçe yer |
| Salık vermek | : | Tavsiye etmek |
| Salon erkeği | : | Davet vb. ortamlarda nasıl davranılacağını, görgü kurallarını iyi bilen adam |
| Sanat direktörü | : | Tiyatro ve sinemada oyuncuların rollerini dağıtıp metin, dekor, müzik arasında birlik sağlamaya çalışan kimse. Yönetmen |
| Scarlatti | : | 1685-1757 arası yaşamış, modern piyano tekniğinin yaratıcılarından İtalyan besteci ve müzisyen G.Domenico Scarlatti |
| Sefaret | : | Elçilik |
| Seğirtmek | : | ~Bir yere doğru hızlıca gitmek |
| Ser | : | Bitkilerin hava şartlarına karşı korunduğu, cam veya naylonla kaplı yer. Sera 2) Baş |
| Setre | : | Düz yakalı, önü ilikli bir tür ceket |
| Siyatik | : | Belden çıkıp ayak topuğuna kadar inen siyatik isimli sinirde görülen ağrılı bir hastalık |
| Somerset House | : | Londra'nın içinden geçen Thames nehri kıyısında bulunan, 18.yy.dan kalma ve devlet dairelerinin bulunduğu bir bina |
| Sökün etmek | : | Birçok kişinin birbiri ardına gelmesi, görünmesi |
| Süvari | : | Atlı asker |
| Şilin | : | Birleşik Krallık ve İrlanda'da 1971 öncesi kullanılan ve 1 Pound'un yirmide biri değerinde para |
| Tabiiyet | : | Bir devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olma durumu |
| Tarh | : | Bahçelerde çiçek dikmeye ayrılmış yer |
| Taşlık | : | Evin taşla döşenmiş avlusu |
| Tevkif | : | Bir suç sebebiyle birini tutuklama |
| The Observer | : | Birleşik Krallık'ta Pazar günleri yayımlanan ve The Guardian gazetesine bağlı bir gazete |
| The Spectator | : | Siyaset, kültür ve güncel olaylar üzerine yayınlanan haftalık bir İngiliz dergisi |
| Tırısa kalkmak | : | Binek hayvanının kısa adımlarla ve hızlı şekilde yürümeye başlaması |
| Torquay | : | İngiltere'nin güneybatısında bulunan bir sahil şehri |
| Tulumba | : | Eskiden yangın söndürmede kullanılan ve suyu bulunduğu yerden daha yüksek bir noktaya basmaya yarayan seyyar araç |
| Turunç | : | Akdeniz ülkelerinde yetişen ve kışın yaprak dökmeyen bir ağaç ve portakala benzeyen, suyu acımtırak meyvesinin adı |
| Urga Nehri | : | Rusya'nın 5.büyük şehri Nijniy Novgorod (eski adı Gorki) ile Tataristan'ın başkenti Kazan arasında ~400 km. devam eden Volga (İdil) Nehri'nin kastedildiği kanaatindeyim |
| Vatman | : | Tramvay sürücüsü |
| Vous etes ravissante | : | "Çok güzelsin, sevimlisin" anlamında Fransızca söz dizisi |
| Waterloo | : | Londra'nın içinden geçen Thames Nehri kıyısında bulunan ve bir çok kültürel mekanın yer aldığı bir semt.Raynes Park semti ile arası ~15 km. dir. |
| Yağız | : | Güçlü ve yürekli genç erkek |
| Yağlı | : | Mec. ~Bol ve kolay kazanılmış |
| Yaşmak | : | Sadece gözleri açık bırakacak şekilde başla birlikte yüzü ve ağzı kapatan kadın örtüsü |
| Yüksek perdeden konuşma | : | Meydan okurcasına sert konuşmak |
| Yüksünmek | : | Üşenmek 2)Kendine yük saymak (s.193'de "gücenmek" anlamında hatalı kullanılmış) |
| Zıpçıktı | : | Fırsatçılıkla, hakkı olmadan iyi duruma gelmiş kimse |

